17 Ocak 2011 Pazartesi

Engelleri Aşmak


Yogada karşımıza çıkan engellerle başetmenin yollarına baktıkça içim rahatladı, çözüldü. Kendi kendini düğümlüyor insan ve sonra kendisinden başkası çözemiyor onu. Kendisi çözmek istiyorsa içindeki sıkışıklıkları, engelleri aşmak istiyorsa eninde sonunda bir yolunu buluyor. Ve örgü söküğü gibi çözülüveriyor birbiriyle bağlantılı tüm iç kemiren haller.

Kendisinden başkası çözemiyor ama yoga sutralarda da bahsedildiği gibi bir usta ile çalışmak, bu ustanın yöneldiğin disipline nasıl bağlı kalacağını göstermesi çok önemli. Çünkü kendimizi kaybolmuş ya da sıkışmış hissettiğimizde; ustamız - yoga yolundaki öğretmenimiz kendisi de bu yollardan geçtiği için ya da bizi adı gibi bildiği ve apaçık görebildiği için işimiz çok kolaylaşıyor. Seçtiğimiz yolda sebat ederek, öğretmenimizde sabit kalmanın bize çok faydası oluyor. ‘ Bu hoca bana olmadı bir de şunu deneyeyim’ diyerek, sık sık hoca değiştirmek zihnimizin tasarladığı bir oyun olabilir. Gerçekten birlikte çalışmak istediğimiz öğretmeni bulduğunda kolay kolay vazgeçemiyor insan zaten. Onunla hep daha derinden bir ilişki kurmak istiyor. Tabii burada ‘herşeyi ustama bırakıyorum, çözsün beni, aşsın benim yerime engelleri ‘diyerek ayaklarımızı uzatıp bekleyemeyiz. O bizi yönlendirecek ama herşeyi yapacak olan yine biziz.

En önemli kural : Yoluna çıkan her ne ise direnmeden, teslim ol!
Eller havaya! Teslim ol!
Kendimizi seçtiğimiz yola adayıp, hiçbirşey beklemeden ,belli bir yere ulaşmaya çabalamadan bizden daha yüce olana tam anlamıyla teslim olduğumuzda hiç şüphe yok şaşırdığımız vakit tekrar yolumuzu buluyoruz.

Pranayama bir yöntem engelleri aşmak için. Patanjali bize nefesimizi yavaş, uzuuun ve sessiz vermemizi ve nefesi verdikten sonra kısa bir duraklama öneriyor. Ne kadar sade ve kolay bir yöntem! Nefesimizi dinlemek bizi kendimizin derinliklerine kolayca taşıyor. Pürüzleri böylece kendimizden uzaklaştırıyoruz. Zihnimiz berraklaşıyor.

Zihnimizi sakinleştirmek için duyularımızı araştırmak da bir çözüm yolu. Dilim nasıl çalışıyor?Tatları dilimin neresinde alıyorum?Sesleri nasıl duyuyorum? Burun deliklerimden giren hava? Böylece sorularımıza cevap bulmaktan ziyade kendimizi daha iyi tanıyıp, zihnimizi sakinleştirebiliyoruz. Onlar bizi kontrol altına almadan biz duyularımızı kontrol ediyoruz. ‘Puruşa’ konseptini incelemek de zihnimizi durağanlaştırıyor. Puruşa upanişadlarda kalbimizin derinliğinde bulabileceğimiz lotus çiçeğinin goncası olarak tarif ediliyormuş. Yani eğer bu bölgeye konsantre olup , dikkatimizi kalbimizin derinliklerine yönlendirirsek ışık buradan yayılıyor, zihnimiz sakinleşip huzur doluyor.

Yoga sutralarda anlatılan engelleri aşmanın bir başka etkili yöntemi de bu yollardan geçmiş, aynı engelerle karşılaşmış ve üstesinden gelebilmiş başkalarını bulmak. Onların hikayelerini dinlemek, kitaplarını okumak bizi takıldığımız yerlerden refaha çıkarıyor.

‘Bir karışıklığa düştüğümüzde içimizdeki nedenine bakmalıyız’ diyor Desikachar. Kendi kendimize rüyalarımızı da inceleyebiliriz. Rüyalarımız hangi anlamlarla gecemizi süslemişler? İyileşmemiz ve içimizde barış sağlamamız için rüyaları inceleyebilirsiniz diyor patanjalinin sutralarına dayanarak.

Ya da bir obje üzerinde meditasyon yapabiliriz..Hindistan’da tanrıların imgelerini canlandırarak meditasyon yapıyorlar. 108 kere yada 1008 kere ismini tekrar ederek mantrajapa yapılıyor. Veya o tanrıya dair şiirler okunuyor. Bu çeşit bir meditasyon zihnin sakinleşip berraklaşmasında faydalı. Ve kişiyi dhyana ya hazırlıyor. Yani meditasyon ile egonun eriyip gitmesi. Bütün dikkati o tanrıya vermekten başka bir şey yapılmıyor. Hindistan benim içimde olduğu için bu yöntem de bana uyuyor. Bu tekniği zihnimizi ve ruhumuzu huzura kavuşturacak başka bir obje ile de uygulayabiliriz. Yoga sutralarda da istediğimiz herhangi bir şey üzerinde imgeleme ile meditasyon yapabileceğimiz söyleniyor. Nasıl ki bir çocuk üzgün olduğunda annesine dönüp bakıyor. Biz yetişkinler de içimizde taşıdığımız tanrıya dönüyoruz.

Hepimize kolay gelsin!

6 Ocak 2011 Perşembe

yogaya engel mi var?


Günlerdir tek yapabildiğim yoga hakkında okumak… Kendi yoga pratiğim bile düzeninden çıktı. Bir grip oldum,fena. Nefes alabilen herkes yoga yapabilir. Ben nefes alamıyordum…Gerçekten hasta oldum. Hala da eskisi gibi nefes alamıyorum ama durumuma şükrediyorum. Düzenli yoga öncesi hayatımdaki gibi her yanım sızlıyor. Hareket istiyor, masaj istiyor. Arada sıcacık bir göbektaşı ısıttı sırtımı ama yetmedi . Katılaşan vücudum, katılaşan mizacım yoga ile yumuşamak istiyor.

Yoga çok derin bir konu. Evreni düşünün, binbir türlü sırrını. Bu sırlarla bir olma hali yoga. Krishnamacharya’nın oğlu ve aynı zamanda öğrencisi olan Sri Desikachar ile yapılan bir söyleşide kendisi yoganın tek cümle ile tanımlanabilir bir yanı olmadığını söylüyor. Yoga yaratıcılıktan geçiyor. Bir kişinin yoga öğretmesi ile bir diğerinin öğretmesi çok farklı. Çünkü her birimizin farklı deneyimleri oluyor yoga ile, bambaşka yerlerden geliyoruz, önceliklerimiz farklı, yogaya farklı yerlerden bakıyoruz. Hepimiz için yogada önemli olan detaylar başka. Aynı yoga öğretisinde her insan farklı bir şey buluyor. Böylece yoganın bu kadar çok çeşidinin olması; dallara, budaklara ayrılması hiç şaşırtıcı değil.

Richard Freeman ‘the mirror of yoga’ kitabında yoga dinlemekle başlar diyor. Dinlediğimiz zaman olana alan açıyoruz. Kendimizin olduğumuz gibi olmasına, başkalarının oldukları gibi olmasına yer açıyoruz. Kutsal yoga metinlerinin pekçoğunun ‘şimdi’ kelimesi ile başladığını söylüyor. Şimdi, şu anda, burada olanları dinliyor, izliyoruz yani. Kalbimizin en derininde, varlığımızın merkezinde tüm varoluşun özünü keşfetmeye bakıyoruz. Yoga özgürleşmektir diyor. Yoga kim olduğumuzu bilmeme korkumuzdan özgürleşmek demek. Ama nadiren insanlar bu nedenle yogaya başlarmış. Vücuduma faydalı bir şey yapayım diye başlıyor pekçok kişi. Sağlıklı olmak için,güçlü,esnek,canlı ya da seksi olmak için…Sıkıntılarımıza çare bulmak için ya da iyi insanlarla tanışmak için başlayanlar var diyor. Bunların herbiri de başlamak için güzel nedenler. Kötü bir tarafı yok. Ama bir gün bir bakarsınız bir yoga dersinde zihniniz doğal dengesini bulmak üzere aniden o sakin ve sessiz hale girer.. Hangi nedenle başlamış olursak olalım bizi tahmin ettiğimizden cok daha farklı yerlere götürür. Tüm bunları kitabın önsözünde söylüyor hem de, yazdıklarım onun yazdıklarından anladıklarım. Kitap pek çıtır hemen yenilip yutulacak gibi değil benim için. Sindire sindire, adım adım öğrenerek okuyacağım müthiş bir bilgi kitabı.

Hergün yoga yapmayı alışkanlık haline getirdikten sonra arada kaçamak günlerim oluyor benim. Ama önemli değil, buna kederlenmek yerine kaldığın yerden ilk fırsatta devam et yogana. Sigara içmeyi bıraktıktan sonra da arada kaçamak yapabilirsin ama önemli değil kaldığın yerden ilk fırsatta devam et yeni sistemine.

Meğer her yoga öğrencisinin başına geliyormuş. Yoga yolunda kişinin karşısına engeller (antarayas) çkıyormuş.Önce Desikachar’ın yazdıklarında okudum bu engelleri. Sonra baktım bunlar Patanjali’nin sutraları ve her kitapta yorumlanarak açıklanıyorlar bir güzel. Patanjali bu engelleri üzerinden atlamamız icap eden, etrafında dolandığımız veya sıkışıp kaldığımız yoga yolunda karşımıza çıkan taşlara benzetiyor.

Bunların ilki hasta olmamız , kendimizi iyi hissetmememiz. (vyadhi). Önce sağlığım geri kazanmak için bir şey yapmalıyım, ondan sonra yoga yapabilirim düşüncesi! Öyleyse bakınız bu yazının ilk paragrafına!

İkincisi zihnimizi hemen kolayca etkileyen bir engel. Kendimizi nasıl hissettiğimiz, o günkü modumuz. Çok yemek yemekten, soğuk havadan, zihnimizin hallerinden kaynaklanan enerji eksikliğimiz. (styana ) Zihinsel tembelliğimiz.

Şüpheye düşmelerimiz,kararsızlıklarımız da bize mani olmaya çalışırmış.(samshaya).Bu şekilde nasıl devam ederim? Benim için doğru yol bu mudur? Belki de başka bir hoca bulmalıyım kendime vs. gibi düşünceler.

Bazen de çok hızlı hareket edip, dikkatsizce telaşla hareket etmemiz bize engel olurmuş. İlerlemek yerine bize geri adım attırırmış bu amacımıza ulaşmak için hızlı hareket edişimiz. (pramada)

Bir başka engel patlama noktasına geldiğimizde ortaya çıkarmış. (alasya. ) Belki de bunu yapacak doğru kişi ben değilim düşüncesi. İçimizde hiç şevk kalmaması tembelliğe itermiş bizi.

Duygularımızın bizim alışkanlıklarımızı kontrol altına alması bizi yanlış yönlere sürüklemesi çok kolay herkesin takıldığı bir engelmiş. (Avirati) zihnimizin ve bedenimizin duygularımızın kölesi haline gelmesiymiş. Canımızın yogadan daha başka şeyler istemesi.

Ve en korkunç engel de herşeyi bildiğimizi sanmamızmış. Artık herşeyi biliyorum. Öğrenecek bir şey kalmadı diye düşünmek,kendini üstün görmekmiş. Tamamen bir yanlış anlama,yanılsama. Bu illuzyona da patanjali bhrantidarshana demiş.

Bir de tam uzun ‘bir yol katettim’ derken önümüzde daha yapılacak çooook şeyler olduğunu farketmemiz, yolun aslında hala çok uzun olduğunu görmemiz engel teşkil edermiş. (alabdhabhumikatva) Bu kadarı bana yeter,daha fazla istemiyorum işte! hali yani. Umutsuzluğa düşmemiz.

Sonuncusu da kendimizi küçücük görüp, birden güvenimizi kaybetmemizden kaynaklanırmış.(anavasthitatvani) Vardığımız noktayı küçümseyerek sağlam duramayıp bir anda düşüşe geçmemiz. Konsantrasyonumuzda sabit kalamayışımız.

Bütün bu fiziksel,zihinsel,ruhani engellerle herkes karşılaşacak, birbir hepsi ile başetmesi lazım diye bir kanun yok tabii. Karşımıza çıkabilecek olan engeller bunlar. Bazılarımız bu engellerin birkaçı ile uğraşıp duruyoruz belki. Engelleri ortadan kaldırmanın yolları da var. Her derdin bir çaresi var. engelleri aşmanın yöntemleri var. Bu çareleri okuyup,inceleyip yazacağım en kısa zamanda.

Her ne olursa olsun yoga!

Ne olursan ol gel gibi…

Aylin