25 Ağustos 2010 Çarşamba

BAŞIMA GELENLER






Defterler doldu. Bloga tasti..Iyi gunde, kotu gunde basima gelenleri anlatacagim..Icimden gecenlerle birlikte. Konular nerede olduguma ve ne yaptigima bagli olarak degisecek tabii ama hep bi ruha-niyet olacak diye hissediyorum. Beni taniyanlar icin bunu tahmin etmesi cok zor degil.


Basliyoruz. Portland'a cesitli ucak gecikmeleri ve kacirmalari ile bir cumartesi aksamuzeri ulastim. Her nefesimde benim icin ve su an en dogru yere yaklastigimin kokusunu aliyordum. Sicacik bir Guneskiz tarafindan karsilandim, kucaklandim. Bir ay uc gun kadar bir sure icin ayni evi paylasacagim Guneskiz bana hemen evi gosterdi, anlatti, rahatlatti ve rahatladi. Catiodama tirmandim merdivenlerden, Guneskiz 13 kg agirligindaki sirt cantami hop diye kaldirip uzatti yukariya dogru; asildim cektim sirtimdaki evimi yeni odama. 'Guneskiza bak yaa ne kadar da gucluymus basinin uzerine 13kiloyu hop diye kaldiriverdi' dedi icimdeki ses. Hemen actim yolculuktan bunalmis esyalarimi ve ustunkoru yerlestim.


O arada Defne'ye geldigimin haberini de verdik. Defne benim mart ayindan beri yoga hocam. Buraya onunla calismak icin geldim. Yarim saat sonra dayandi kapima yani merdivenlerime, kocaman gozleriyle. Beni alip new seasons adli super markete goturdu. Pek markete gitmiyorum ben turkiye'de. Ortakoydeki insani degerlerinden siyrilmamis gaziantepli aktar, ecolife ve bakkalimiz kurtariyor bizi. Tuvalet kagidi ya da ablama pisirme kagidi almak icin de ortakoydeki namliya giriyorum. Fethiye' deyken de pazar ve anadolu pazari adli dukkan yasamama yetiyordu. Uffff aman allahim ne guzel biseymis supermarket? Ama burasi bir baska. Hersey cok guzel gorunuyor. Dogal, organik, yerel. Insanlar birbirinin halini hatirini soruyor. Coook buyuk ve coook secenek var. Hele benim gibi kararsiz bir balik icin.


Saskinlikla yerlestim. Ve uyudum. Ertesi sabah Defne aldi beni ve albina press'e kahvaltiya gittik. Bana portland haritasini guzelce anlatti. Ayni yoga derslerindeki gibi ayrintili ve en kolay akilda kalacak sekilde. Ayni istanbul gibi, avrupa yakasi (bati) asya yakasi (dogu) var gibi dusun dedi. Kuzey ve guney diye de ayriliyor bu sehir. Biz sakin guneydogu asyada yasiyoruz ve sehir merkezi avrupada. Bogaz yerine nehir var, koprulerden gecip gidiyoruz karsi yakaya. Nehire yaklastikca sokak numaralari kuculuyor. Bugun karsida bir pazar kuruluyor. 4 numarali otobuse binip gidiliyor diye anlatti. Ve sonra yon kavramin var gibi gorunuyor, bu konuda sana guveniyorum dedi. Icimdeki kikirdama disari tasti mi hatirlamiyorum. 2005 yilindan beri surekli kaybolup, sora sora bagdat bulunur misali yasiyorum ben. Daha once utangacligimdan yol da soramaz kayboldugum yerde durup kurtarilmayi beklerdim. Boylece Defne'yle ayrildiktan sonra pazar yolunu tuttum ben. O taraftan mi bu taraftan mi binecektim derken numaralarin kuculusunu kontrol ederek duraga vardim. Nehiri asacak otobusumu beklemeye basladim.


Geldi, sofor siyah senyuzlu bir kadin. Bembeyaz disleriyle kocaman gulumseyerek merhabalasti benimle. Halimi hatrimi sorduktan sonra bilet ucretine gerek yok dedi. Koprunun 100.yili dolayisiyla bugun gecisler hediye. Hep sansliyimdir zaten. Butun yol her yolcuyu ayni gulumseme ile karsiladi. Kahkahalar icinde anonslar yapti, bizi bilgilendirdi gectigimiz yollar hakkinda. Isini severek yapiyordu. Sevgisi ve beraberinde gelen gulumseyisi hepimize mutlu bir yolculuk getirdi.


Pazara vardigimda once cesitli jonglorluk malzemelerinin halka acik bir sekilde yerde oldugunu gordum. Pek cok sanatci islerini satmak icin gelmisti pazara. Cihangirdeki pazart misali. Kiyafetciler, takicilar, kenevir ve keten tohumu ile dolu yastiklarini satmaya gelen bile vardi. Insanlar guleryuzlu ve konuskan. Her bolumunu gezdim. Her tezgaha baktim. Herkesle konustum. Ilk gunum oldugu icin bir rastama hediye bile veren oldu. Ucaktan,yoldan,yeniliklerden rahatsiz olmus midemi meksika ya da tay yemekleri ile karistirmadan, bir yunan vejeteryan durum ile doldurdum. Karnim tok, yuregim kabarmis ciktim oradan.


Bir daha hic o kadar sevgi dolu bir soforle karsilasmadim ama Portland bana boyle hosgeldin dedi. Kasim 2007'de Varanasi' nin, Ocak 2008'de Arambol'un, Haziran 2008de Isfahan'in misafirperverliginden farksiz. Karnimda ayni sukran duygusuyla bir kez daha huzurlarinda egiliyorum. Cennet simdi ve burada.













































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder